Belgesel/ 2018 / IMDB 9,1/10 / YouTube, Vimeo

Film, genel olarak Aussie Farms Repository’den, gizli kameralar ve drone’larla havadan çekilmiş görüntüleri kullanıyor.

Bazı belgeseller vardır, izlerken içinizi sızlatır, gözlerinizi kaçırmak istersiniz ama aynı zamanda bakmanız gerektiğini bilirsiniz. Dominion tam da böyle bir yapım. Hayvanların uğradığı sömürüyü bütün yönleriyle gözler önüne seriyor ve bize şu soruyu soruyor: “Bunu gördükten sonra hâlâ aynı şekilde yaşamaya devam edecek misin?”

Neden Rahatsız Edici?

Çünkü öyle olmalı. Hayvanların gıda, giyim, deney ve eğlence sektörlerinde yaşadığı acı, günlük hayatımızda alışkanlıklarımızla üstünü örttüğümüz bir gerçek. Dominion bu perdeyi kaldırıyor. İzleyince anlıyoruz ki veganlık sadece bir “beslenme şekli” değil, hayvanlara yapılan bu haksızlığa karşı alınan net bir tavır.

Belgesel boyunca fark ediyoruz ki hayvanları birer “ürün” gibi görmeye öylesine alışmışız ki, aslında onların da bizim gibi kendi hayatlarını yaşama hakları olduğunu unutmuşuz. Veganlık işte bu yanılgıyı reddetmenin adı: Hayvanların bizim için değil, kendileri için var olduğunu kabul etmek.

Değişime İlham

Pek çok vegan için Dominion bir dönüm noktası. Çünkü rahatsız edici hissetmek, bazen değişimin ilk adımı oluyor. O görüntülerden sonra birçok kişi “Artık ben bu sisteme ortak olmak istemiyorum.” diyerek veganlığı seçiyor.

Dominion bize, hayvanların sessiz çığlıklarını duyuruyor. Ve bu çığlıklar karşısında yapılabilecek en doğru şey belli: Vegan olmak.

Eğer bu belgeseli izlemediysen, belki de şimdi doğru zamandır. Ama hazır ol: İzledikten sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. 🌱