Yeni Yılda Tüketime Karşı Çevre Dostu Alışkanlıklar Edinmek İçin Nedenler ve Öneriler
Yeni yıla girerken etrafımız ışıl ışıl, çam ağaçları süslenmiş, marketler ve mağazalar rengârenk ürünlerle dolup taşıyor. Bu dönemde sevdiklerimize verdiğimiz değeri göstermek için onlara hediyeler alıp veriyoruz. Peki, bu ürün yoğunluğu ve kendimizi ifade etme biçimi olarak tüketime yönelmemiz yalnızca bu döneme mi özgü? Ne yazık ki değil…
Yeni yıl, geçmiş alışkanlıklarımızı gözden geçirip daha bilinçli tercihler yapmamız için harika bir fırsat sunar. Artan tüketim oranları, gezegenimizin kaynaklarını hızla tüketiyor ve geri dönüşü zor çevresel etkiler yaratıyor. Bilgisayar ya da telefon aracılığıyla yaptığımız bir tık ile satın aldığımız ürünlerin ardındaki gerçekler ise çoğu zaman tamamen görünmez hale geliyor. Ancak bireysel adımlar ve küçük değişiklikler, çevresel etkilerimizi kontrol altına alabilmek için doğrudan uygulayabileceğimiz çözümlerdir. Bu yazıda, yeni yılda çevre dostu alışkanlıklar edinmenin önemine ve bu alışkanlıkları nasıl hayata geçirebileceğinize dair bazı önerilere yer verdik.
Satın aldığımız her ürün, üretiminden tüketimine ve atık haline geldiği aşamaya kadar çevre üzerinde bir iz bırakır. Bu süreçte kullanılan enerji, doğal kaynaklar ve ortaya çıkan atıklar, gezegenimizin ekolojik dengesini doğrudan etkiler. Günlük yaşamımızdaki tüketim alışkanlıklarını yeniden düşünerek, doğaya olan bu yükü azaltmak mümkündür. Peki, yeni yılda daha sürdürülebilir bir yaşam için nereden başlamalıyız?
Giyim Sektöründen Gıda Sektörüne Tüketilen Ürünlerin Çevresel ve Sosyal Etkisi
Bir ürün satın alırken genellikle yalnızca fiyatını ve ihtiyacımızı karşılayıp karşılamadığını düşünürüz. Ancak bu ürünlerin üretimden tüketime kadar geçen süreçlerinde ciddi çevresel maliyetler oluşur.
1.Enerji ve Kaynak Tüketimi: Dünya Bankası’na göre, 2022 yılında küresel enerji talebi %2 artmıştır ve fosil yakıtların kullanımı hâlâ ciddi bir paya sahiptir. Örneğin, bir pamuklu tişörtün üretimi için yaklaşık 2.700 litre su gerekmektedir. Bu miktar, bir insanın yaklaşık 2,5 yıl boyunca içeceği suya eşittir. Benzer şekilde, 1 kilogram sığır eti üretimi için yaklaşık 15.400 litre su tüketilmektedir. Gıda sektöründe en büyük kaynak tüketimlerinden bir diğeri de arazi kullanımına dayanmaktadır. Örneğin, Amazon Ormanları’nda tarım ve hayvancılık faaliyetleri nedeniyle her yıl yaklaşık 5 milyon hektar orman yok edilmektedir.
2. Sera Gazı Emisyonları: Üretim ve taşıma süreçleri sırasında atmosfere sera gazları salınmaktadır. Tekstil sektörü, küresel karbon emisyonlarının %10’undan sorumludur. Hayvancılık sektörü ise antropojenik metan emisyonlarının %25-40’ını oluşturmakta ve küresel sera gazı emisyonlarının %14,5’inden sorumlu olduğu raporlanmaktadır. Bu oran, tüm ulaşım sektörünün toplam emisyonlarından daha fazladır. Climate Healers’ın bir raporuna göre, sera gazı emisyonlarının en az %87’sinden hayvancılık sorumlu tutulmaktadır. Bu durum, hayvancılığın iklim değişikliği üzerindeki etkisinin daha önce düşünülenden çok daha büyük olabileceğini göstermektedir.
3. Atık Sorunları: Artan tüketimle birlikte plastik ve diğer atık türlerinin miktarı da artmaktadır. Bu atıklar okyanusları ve toprakları kirleterek çevresel sorunlara yol açar ve sera gazı salınımına neden olur. WWF’nin bir raporuna göre, her yıl 8 milyon ton plastik okyanuslara karışmaktadır. Türkiye’de ise 2022 yılında toplam 109,2 milyon ton atık üretilmiştir ve bu atıkların 29,4 milyon tonu tehlikeli atık kategorisinde yer almaktadır.
4. Giyim Sektörü: Her yıl 80 milyar giyim ürünü satın alınmakta, ancak 11 milyon tondan fazla tekstil ürünü çöplüklere karışmaktadır. İkinci el olarak satılan veya üretim fazlası olarak görülen giyim ürünleri, toplumsal refah seviyesinin düşük olduğu ülkelere ticari bir meta olarak ithal edilmektedir. Ancak bu ürünlerin yarısından fazlası, çevreye ve yerel topluluklara zarar verecek şekilde yasadışı olarak çöl çöplüklerine terk edilmektedir. Örneğin, Şili’de Atacama Çölü’nde ve Gana’da Kantamanto’da, uzaydan uydu görüntüleriyle bile seçilebilen “giysi mezarları” oluşmuştur.
Görsel:The Atacama Fashion Graveyard. Antonio Cosio. CC BY-NC.
Hızlı moda sektörü, küresel sera gazı salımlarına büyük ölçüde katkı sağlamaktadır. Tekstil üretimi nedeniyle yılda 1,2 milyar ton sera gazı salınmakta ve bir ton tekstil kumaşı üretimi için 20 ila 230 metreküp su harcanmaktadır. Ayrıca bu sektör, işçilerin yaşam haklarını ihlal etmekte ve sağlıklı, güvenli çalışma ortamı sunamamaktadır. Tüm bu etkiler, sektörün iklim krizine doğrudan katkıda bulunduğunu göstermektedir. Dolayısıyla satın alınan her bir kıyafetin hem çevresel hem de sosyolojik etkileri oldukça büyüktür.
Bu nedenle bir kıyafet satın almadan önce mutlaka ihtiyaçlar gözden geçirilmeli; üretim koşulları, ürünün hammaddesi ve üreten işçilerin yaşam koşulları sorgulanmalıdır. İhtiyaç duyulan giyim ürünleri için yeni üretilen kıyafetler yerine ikinci el mağazaları tercih edilebilir ya da arkadaşlarımızın dolaplarından kullanılmayan kıyafetler değerlendirilebilir. Hâlihazırda üretilmiş ve kaynak harcanmış ürünler her zaman önceliklendirilmelidir.
5. Gıda Sektörü: Giyimden daha hayati bir tüketim alanı olan gıda tüketimi de çevresel ve sosyal etkiler açısından büyük sorunlar barındırmaktadır. Dünya nüfusunun %8,9’u yeterli gıdaya erişemezken, her yıl 1,3 milyar ton yiyecek çöpe atılmaktadır. Bu durum, ciddi bir adaletsizlik sorununu gözler önüne sermektedir. Dünyadaki suyun yalnızca %1’i insan kullanımına uygunken, gıda üretiminde tonlarca litre su harcanmakta ve çöpe giden gıdalarla birlikte bu su da israf edilmektedir. Yani, yenilebilir gıdalar çöpe atıldığında israf edilen yalnızca yiyecek değil, sulama için kullanılan su, ekim için ayrılan arazi, hasat için harcanan insan gücü ve nakliye araçları için harcanan yakıt gibi tüm girdiler de kaybedilmiş olur.
İstatistiklere göre insan tüketimi için üretilen gıdaların üçte biri israf edilmektedir. Öyle ki, gıda atıkları bir ülke olsaydı, dünyada en fazla sera gazı salan üçüncü ülke konumunda olurdu. Gıdaların yetiştirilmesi, işlenmesi, paketlenmesi ve taşınması da iklim krizine yol açan emisyonlardan sorumludur. Dolayısıyla, bu sorun yalnızca tüketicilere mal edilemez. Örneğin, meyve ve sebzelerin üçte biri, süpermarket raflarına ulaşmadan “yanlış” boyut ya da şekillerde oldukları gerekçesiyle çöpe atılmaktadır. Raflarda birkaç gün kalan ve solmaya başlayan yiyecekler hâlâ yenilebilir durumda olmalarına rağmen çöpe gitmektedir.
Organik maddeler kompost edildiğinde 6 ay ila 2 yıl arasında gübreleşebilirken, çöplüklerde çürümeleri çok daha uzun sürebilir. Örneğin, bir marulun çöplükte çürümesi 25 yıl alabilir. Dünyanın dört bir yanında bu soruna dikkat çeken topluluklar oluşmuştur. “Dumpster Diving” (Çöp Dalışı) ekipleri, çöplerdeki yenilebilir sebze ve meyveleri toplayarak ihtiyaç sahipleriyle paylaşmaktadır. Bu ekiplerin üyeleri, yaptıkları röportajlarda haftalık gıda ihtiyaçlarını bu yöntemle kolayca karşıladıklarını belirtmektedir.
Bu gerçekler, giyim ve gıda tüketimi ve atıkları konusunda daha bilinçli tercihler yapmamız gerektiğini açıkça göstermektedir.
Yeni Yılda Çevre Dostu Alışkanlıklar
Yerel ve Mevsimsel Ürünler Tercih Edin: Yerel üreticilerden alışveriş yaparak hem karbon ayak izinizi azaltabilir hem de yerel ekonomiyi destekleyebilirsiniz. Yemek planı yaparken mevsiminde yetişen sebze ve meyvelere öncelik verebilirsiniz.
Plastik Kullanımını Azaltın: Bez çantalar, yeniden kullanılabilir su şişeleri ve cam kaplar gibi alternatiflere geçiş yapabilirsiniz. Greenpeace’in son raporuna göre, plastik atıkların yalnızca %9’u geri dönüştürülüyor. Bu nedenle plastik tüketimini azaltmak kritik önem taşımaktadır.
İkinci El Ürünleri Keşfedin: Giyim, mobilya veya elektronik cihazlarda ikinci el seçeneklere yönelmek, yeni ürün üretimini azaltır ve kaynak tasarrufu sağlar.
Daha Az Tüket, Daha Çok Paylaş: Tüketim odaklı değil, deneyim odaklı bir yaşam tarzı benimseyin. Örneğin, arkadaşlarınızla eşya paylaşımı yapabilir veya topluluk kütüphanelerinden faydalanabilirsiniz.
Yeşil Yıkama’ya Karşı Bilinçlenin: GreenWashing (Yeşil Yıkama), markaların çevre kaygısı taşıyan tüketicilerin dikkatini çekmek için “doğal, çevre dostu, geri dönüştürülmüş malzeme” gibi söylemler kullanarak ürünlerini pazarladığı bir yöntemdir. Ancak yeni üretilen bir ürün, hammaddesi ve üretim süreci nedeniyle doğal kaynakları tüketir. Bu nedenle, sürdürülebilir olup olmadığını sorgulamak önemlidir. İhtiyaç duyduğunuz ürünler için çevrenizdeki insanlara sorabilir, ikinci el ürünlere yönelebilir, takas edebilir, başka bir ürünü dönüştürebilir veya evde kendiniz üretebilirsiniz. Tüketmek yerine türetmeye çalışabilirsiniz.
Hediye Önerileri: Yerel, atıksız ve vegan ürünler üreten küçük üreticileri destekleyerek hem yerel ekonomiye hem de sevdiklerinize katkı sağlayabilirsiniz. Uzun süre kullanılabilen ve doğa dostu alışkanlıklar kazandırabilecek ürünler hediye ederek, sürdürülebilir adımlar atmalarına yardımcı olabilirsiniz. Örneğin, katı şampuan, atıksız kozmetik ürünler, su matarası ya da termos tercih edebilirsiniz.
Ayrıca deneyim odaklı hediyeler de oldukça anlamlı olabilir. Tiyatro bileti, müze gezisi ya da bir sanat etkinliğine bilet alarak sevdiklerinize hem keyifli bir anı hediye edebilir hem de birlikte vakit geçirebilirsiniz. Evde hazırlayacağınız lezzetli vegan sofralar da harika bir hediye alternatifi olabilir. Vegan kekler, bitkisel hamburgerler veya zeytinyağlı mezelerle sevdiklerinize sıcak bir akşam yemeği sunabilirsiniz.
Bunun yanı sıra, sokakta yaşam mücadelesi veren canlar veya yardım bekleyenler için de bir şeyler yapabilirsiniz.
Kurtarılmış hayvan barınaklarına, sivil toplum kuruluşlarına ya da çevre için mücadele eden topluluklara sevdikleriniz adına bağış yapabilirsiniz.
Teknolojiden faydalanarak online terapi, eğitim programı ya da işlerini kolaylaştıracak dijital bir uygulama satın alarak da sevdiklerinizi mutlu edebilirsiniz.
Hiçbir Şey Yapamıyorsanız Geri Dönüşüm Yapın: Atık oluşturmamaya çalışmak birinci önceliğimiz olmalıdır. Ancak kaçınılmaz olarak atık oluşuyorsa, bu atıkları ayrıştırarak geri dönüşüme kazandırabilirsiniz. Belediyelerin atık yönetim programlarına başvurabilir, eğer belediyeniz bu konuda adım atmamışsa, onları teşvik edebilirsiniz.
İlham Veren Haberler ve Öneriler
• UNEP’in (Birleşmiş Milletler Çevre Programı) 2023 raporuna göre, bireylerin sürdürülebilir alışkanlıklara geçişi küresel emisyonları %20 oranında azaltabilir.
• Yerel Sanatçı ve Projelerden İlham Alın: Türkiye’de ileri ve geri dönüşüm projelerinde çalışan sanatçıları keşfedebilirsiniz. Ambalaj atıklarından çanta yapan markalar, atık mobilyaları yeniden kullanılabilir hale getiren ustalar ve atık yönetimi planlayan yerel projeler ilham verici örnekler sunmaktadır.
• Murat Fesih Avcıbaşı’nın “Kapı” Sergisi: Sanatçı, buluntu kapılardan oluşturduğu eserlerinde içsel ve kentsel dönüşümü kapı metaforuyla ele almıştır. Kullanılmış ve atıl kapılar, sanat nesnelerine dönüştürülerek bir dönüşüm hikayesi sunmaktadır.
Belgesel Önerileri
• Minimalizm: Önemli Şeylere Dair Bir Belgesel
• Hemen Alın: Tüketim Tuzağı
• Seaspiracy
• Cowspiracy
Bu belgeseller, tüketim alışkanlıklarımızı sorgulamamıza yardımcı olabilir ve daha sürdürülebilir bir yaşam tarzı için ilham verebilir.
Funda Uğraş