Et veya yumurta üretimi için özellikle çoğaltılan tavuklar, cinsiyetlerine göre ayrılır. Dişiler kuluçkaya yatan tavuk olarak ayrılırken, erkekler ne yumurta ne de et üretiminde faydalı olamayacağından anında öldürülür. Yumurtlama için ayrılmış tavuklar ise o kadar küçük ve kalabalık kafeslerde tutulur ki, etrafında dönebilecekleri alan bile bulunmaz. Kafeste olmayan tavuklar ise, büyük depolarda tutulur. Yine bu depolar da o kadar kalabalıktır ki, sürü içinde yamyamcılığı önlemek için gagaları alınır.
Ticari yumurta üreticileri bazen bütün tavuk sürüsünü tüy dökmeye zorlar. Zoraki tüy dökümü ise, sürüyü 1-2 hafta yemeksiz ve bazen de susuz bırakmakla yapılır. Bunun sonucunda ise yumurta sayısında çok az düşüş yaşanırken, kalitesinde artış görülür.
Genel olarak tavuklar 10 yıldan fazla yaşayabiliyorken, kuluçkaya yatan tavuklar 2-2,5 yaşlarında, yumurta üretiminde düşüş yaşanmaya başladığı için kesime gider.
Bunlar, hayvan çiftçiliğinde uygulanan insanlık dışı işlemlerin yalnızca bir kısmıdır. Bu hayvanların yaşadığı acı ise, hayal edilebilir bir büyüklükte değildir. Bazı kişiler organik “adil” ya da “özgür gezen” hayvanlardan elde edilen et, süt ve yumurta almayı tercih edebilir fakat bilinmelidir ki, bu işletmelerin şartları düzenli olarak denetlenmez ve tüketiciyi yanlış bilgilendirmekten ibaret olabilir. Hatta çoğunlukla “adil” hayvansal ürünler satın almak, bu hayvanların insanlık dışı üretime tabi tutulan benzerlerinden çok da farklı olmadığını düşünürsek, para israfından başka bir şey değildir.
Yaşadığımız toplumda, deney amaçlı kullanımlardan kürk ve deri üretimine kadar hayvanların sömürüldüğü ve işkence gördüğü birçok alan var. Hayvan fabrikalarında yaşanan vahşet dışında hayvan sağlığıyla ilgili düşünülmesi gereken başka bir konu var. En başında hayvanlara ticari mal olarak işlem uygulamalı mıyız? İnsan ırkı olarak hayvanlara istediğimiz gibi davranma hakkını elimizde bulunduruyor muyuz? Birçok vegan bu soruya cevabın “hayır” olduğu görüşünde. Artık kıyafet ihtiyacımız için hayvanlara bağımlı değiliz. Heveslerimiz, arzu ve isteklerimizi başka yaşayan canlıların hayatlarından üstün tutmak bencilce bir keyfe düşkünlük değil midir?
Bu noktada insanların bazısı bize katılırken bazısı katılmıyor ve toplumun bu görüşü benimsemesi zor oluyor. Genelde peşin hüküm verilirken veya kolaya kaçarak kabul görmüş bir görüş benimsenirken; bu konuda bir kanıya varabilmek için, bireyin araştırma yapması ve üzerine kafa yorması gereklidir.
Kaynak: https://ilovevegan.com/resources/benefits-of-a-vegan-lifestyle/